Telaffuz Nedir?

Telaffuz Nedir? Türk Dil Kurumuna Göre Telaffuz Kelimesinin Anlamları

1.bir kelime ya da cümlenin ait olduğu dilin okuma özellikleri dikkate alınarak seslendirilmesi.

2 – Söyleyiş, söyleniş, sesletim

Örnek: Bir bebek telaffuzunu taklit etmediğiniz eksik. Reşat Nuri Güntekin

3 – Boğumlanma.

4 – Dil seslerinin çıkarılışları sırasında ses organlarının yaptığı hareketlerin bütünü; kelimelerin, seslerin boğumlanma hareketlerine bağlı söylenişi.

Söyleyiş (Telaffuz) Nedir

En geniş anlamıyla konuşmayı sağlayan hareketlerin tümüne söyleyiş (telaffuz) denir. Dar anlamıyla dil seslerini çıkarma olayıdır. Söyleyiş sırasında pek çok organ görev alır.

Konuşma eylemi en az iki kişi arasında olur. Beyinle konuşmayı sağlayan organlar bir bütün olarak çalışır. Konuşma sırasında ses organlarının (gırtlak, ses telleri, küçük dil, damak, dil, dişetleri, dudaklar, geniz vb.) hepsi birden rol oynar. Bu organların hepsine birden konuşma aygıtı adı verilir.

Ses için gerekli hava solunum organlarınca sağlanır. Soluk alıp verme sırasında da adeta bir körük gibi çalışan ciğerlere hava dolup boşalır. Bu sırada diyafram adı verilen kubbe biçimindeki kas demeti, göğüs kaslarını ve ciğerleri genişletip daraltır. Konuşma sırasında soluk borusu yoluyla ciğerlerden gelen hava gırtlaktaki ses tellerine çarpar ve onları titreştirir. Titreşen hava daha sonra sese dönüşür.

Konuşmada ses tonu ve söyleyişin (telaffuzun) önemi büyüktür. Nefes borusundan gelen hava, ağız boşluğu içerisinde herhangi bir bölgede sese dönüşür. Bu sesin oluşmasına boğumlanma denir. Boğumlanma, heceleri oluşturan seslerin doğru olarak ses değerlerinin söylenmesiyle oluşur. Türkçe Türkiye’nin her yerinde aynı sesler verilerek konuşulmaz. Ünlüler farklı bölgelerde farklı biçimlerde söylenir. İstanbul ağzında kalın a ile söylenen sözcükler Van’da o’ya yaklaşan bir kapalılıkta söylenir. Aynı ünlü Trabzon ve dolaylarında ince a’ya dönüşür.

Konuşma sırasında anlatılan konunun özelliğine göre soluk alıp vermede bazı değişiklikler olur. Bu soluk alıp verme sırasında sesin alçalıp yükseldiği görülür. Anlatıma duygu, düşünce ve heyecan gibi farklılıklar katılır.

Emir cümlelerinde kullanılan ses ile soru cümlelerinde kullanılan ses farklıdır. İşte anlatıma duygu, düşünce, heyecan, yumuşaklık, sertlik katmak amacıyla seste yapılan bu farklılığa tonlama denir. İnsan sesi ton bakımından kalın, ince ve tiz olmak üzere üçe ayrılır.

Konuşma sırasında sözcükler aynı şekilde söylenmez. Türkçede sözcükler söylenirken bazı heceler diğerlerine göre daha kuvvetli, daha şiddetli söylenir. Buna vurgu denir. Anlatımda vurgu söze duygu değeri katar; söylenen sözün daha anlaşılır olmasını sağlar ve ahengi canlandırır.

Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

Mehmet Âkif Ersoy

Türkçede genel olarak vurgu son hecededir. Orta hece vurgusuzdur. Bazı sözcükler ek aldığı zaman vurgu ekten önceki heceye kayar. Konuşmada vurgu yazı dilindeki noktalama işaretlerinin yerini tutar

Bir Cevap Bırakın

E-mail adresiniz yayınlanmamaktadır.