D dimer
D Dimer Nedir? , D Dimer Testi Nedir?, D Dimer normal değerleri ne olmalıdır?, D Dimer Yüksekliği Hangi Durumlarda Olur?, D Dimer Yüksekliği Nasıl Yorumlanmalıdır? Sorularının Cevapları trakademi.com Sitesinde
D Dimer Testi Nedir?
D Dimer testi hematoloji laboratuvarlarında uygulanan bir kan testidir.D dimer fibrin yıkımından açığa çıkan bir maddedir. Pıhtılaşma sistemi fonksiyonları yönünden doktora bilgi vermektedir.
Derin ven trombozu ve emboli tanısında sıkça kullanılmaktadır.D dimer testinin yüksek çıkması istenen bir durum değildir.
D Dimer normal değerleri ne olmalıdır?
Kandaki D-dimer değeri 250 mcg/L den düşük olmalıdır.Bu değerden yüksek çıkan sonuçlar D Dimer yüksekliği olarak yorumlanmalıdır.
D Dimer Yüksekliği Hangi Durumlarda Olur?
- D dimer yüksekliği bulunduğunda damarlarda bir pıhtı oluşumunu, dolayısıyla derin ven trombozu, pulmoner emboli veya DIC olabileceğini düşündürür.
- D dimer testi ayrıca over karsinomları ve böbrek hastalarında fibrin yıkımının saptanmasında ve derin ven trombozu veya akut miyokard enfarktüsünde uygulanan tedavinin takibinde de kullanılabilir.
- D dimer testi hamileliğin son dönemlerinde de yüksek çıkabilmekte olup bu olağan bir durumdur.
- Çeşitli inflamasyon ve bazı enfeksiyon hastalıklarında da D dimer değerleri yüksek çıkabilir.Örneğin Covid 19 enfeksyonu olan ve ilerlemiş vakalarda D dimer yüksekliği görülebilmektedir.
D Dimer Yüksekliği Nasıl Yorumlanmalıdır?
Ancak şu ayrıntı da unutulmamalıdır.Tek başına D dimer testi yüksekliği, herhangi bir klinik bulgunuz ve şikayetiniz yok ise ve diğer testleriniz de normal ise klinik olarak çok da anlamlı değildir.
Klinik olarak şikayeti olan hastalarda pıhtılaşma sistemindeki bir bozukluğa bağlı oalrak emboli ve DVT (derin ven trombozu ) yönünden bilgi vermektedir.
D-dimer Testi Nedir?
D-dimer testi, ciddi bir kan pıhtısını ortadan kaldırmak için kullanılabilecek bir kan testidir.
Bir yeriniz kesildiği zaman, vücudunuz kanınızı pıhtılaştırmak için bir takım girişimlerde bulunuyor. Bu iyileşmenin normal bir parçasıdır. Onsuz, kanamayı sürdürür ve başa çıkmanız gereken çok daha ciddi bir sorun ortaya çıkar.
Kanama durduğunda, artık pıhtıya ihtiyacınız kalmaz. Böylece vücudunuz diğer yönde bir takım adımlar atıyor ve pıhtıyı önlüyor.
Tüm bunların sonunda, bir inşaattan sonra her yerde kalan odun tozu gibi kanınızda dolaşan bazı artık maddeler oluyor.
Bu kalanlardan birine D-dimer denir. Bu proteinin bir parçasıdır. Normalde bir süre sonra kaybolur. Fakat derin ven trombozu gibi büyük bir pıhtılaşma, kanınızda yüksek seviyede D-dimer bırakabilir. (DTV)
DVT’niz varsa, damarlarınızdan birinde, genellikle bacaklarınızda derinlerde bir pıhtı var ve ciddi sorunlara yol açabilir.
Doktorunuz kan pıhtısı olup olmadığını öğrenmek için, kanınızdaki D-dimer seviyesini kontrol eden bu testi isteyebilir. Ayrıca bu testin farklı isimleriyle de karşılaşabilirsiniz:
- Fragment D-dimer testi
- Fibrin bozulma fragment testi
D-Dimer Testine Ne Zaman İhtiyacım Olur?
Bazı testler, belirli bir hastalığın veya durumun semptomlara neden olduğundan emin olmanıza yardımcı olur. Diğer testler, nedeni olarak belirli bir durumu ortadan kaldırmak için daha yararlıdır. D-dimer testi, doktorunuzun aradığı şeye bağlı olarak her iki şekilde de kullanılabilir.
DVT ve diğer koşulları ortadan kaldırmak için D-Dimer testi
D-dimer testi doktorunuz başka bir şeyin semptomlara yol açtığını düşündüğünde ve bu nedenleri hızlı bir şekilde ortadan kaldırmak istediğinde çok yararlıdır:
- DVT, şişme, ağrı, veya bacakta kızarıklık yapabilir
- Pulmoner emboli veya PE, nefes alma, hızlı kalp atışı, göğsünüzde ağrı ve öksürmeye neden olabilen akciğerinize seyahat eden bir kan pıhtısıdır.
Bu durumda, test sadece kan pıhtısı ihtimali yoksa yardımcı olur. Pozitif bir D-dimer testi kan pıhtınız olduğu anlamına gelmez. Bunu kontrol etmek için diğer testlere ihtiyaç duyulacaktır. Eğer bir kan pıhtınız olma ihtimali yüksekse farklı testler yapılacaktır. Aşağıdaki durumlarda pıhtılaşma ihtimali daha yüksektir:
- Antifosfolipid sendromu, bağışıklık sisteminizde bir hastalık
- Doğuştan gelen pıhtılaşma hastalığı
- Diz replasmanı gibi büyük bir ameliyat
- Bacağınızın kırılması gibi büyük yaralanmalar
- Uzun bir uçak yolculuğu veya hastanede kalma gibi uzun süre oturma veya yatma durumu
- Hamileyseniz veya yeni doğum yaptıysanız
- Bazı kanser türleri
Yaygın Damariçi Pıhtılaşması tanısı için D-dimer Testi
D-dimer aynı zamanda kanamaya neden olurken vücudunuzdaki küçük kan damarlarında kan pıhtılarının oluştuğu yaygın damariçi pıhtılaşması (DIC) olarak adlandırılan test için de kullanılabilir. Hayatınızı riske atabilir.
Ayrıca DIC tedavisini kontrol etmek için kullanılır. D-dimer seviyeleriniz düşerse, tedavinin işe yaradığını görebilirsiniz.
D-dimer Testi Sırasında Ne Olur?
D-dimer testine hazırlanmak için özel bir şey yapmanıza gerek yok. Doktorunuz az miktarda kan almak için ince bir iğne kullanıcaktır. İğne girdiği zaman hafif bir ağrı ya da batma hissedeceksiniz. Kanın alındığı yerde hafif bir ağrı veya morarma olabilir ki bu çok normaldir.
Genellikle sonuçları hemen alırsınız. Bu test genellikle acil serviste kullanılır.
D-dimer Testi Sonuçları Ne Anlama Geliyor?
Farklı laboratuarlar testi farklı şekilde yapabilir, bu nedenle normal olanın değişebileceğini unutmayın. Doktorunuz, sonuçlarınızın ne anlama geldiğini daha net anlamanıza yardımcı olabilir.
Sonuç “negatif” ise, büyük olasılıkla DVT gibi kan pıhtıları ile ilgili bir sorun yok anlamındadır.
D-Dimer Neden Yükselir?
Sonuç “yüksek” ise, bir kan pıhtısı olup olmadığını görmek için daha fazla test gerekmektedir. Bu test DVT veya PE olup olmadığını tespit edemez. Sadece ihtimali ortadan kaldırmaya yardımcı olabilir.
D-Dimer Yüksekliği Hangi Durumlarda Olur?
Pıhtı oluşumu en sık D-Dimer yüksekliği nedenidir.
Pıhtı dışındaki aşağıdaki nedenlerden dolayı D-Dimer testi yüksek çıkabilir:
- Enfeksiyonlar (Örneğin COVID 19)
- Karaciğer hastalığı
- Bazı kanser türleri
TEST ADI: D-DİMER
SİNONİM: Fibrin Yıkım Ürünleri
KLiNiK KULLANIM ALANI :Bir fibrin yıkım ürünü olan D-Dimer, fibrinin plazmin tarafından yıkılması ile oluşur. Derin ven trombozu, pulmoner emboli ve dissemine intravasküler koagülasyonda, akut miyokard enfaktüsünde D-Dimer yükselir. Operasyon sonrası dönem, yara iyileşmesinde, kronik böbrek yetmezliğinde, malignitelerde de D-Dimer yükselebilir. Dolaşan romatoit faktör varlığında yalancı pozitif sonuçlar olabilir. D-Dimer ve fibrin yıkım ürünleri koagülasyon ve fibrinolitik sistemlerin aktive olduğu durumlarda yükselebilir.
NUMUNE KABI: Sitratlı mavi kapaklı tüp
NUMUNE TÜRÜ: Sitratlı plazma
NUMUNE MİKTARI: 4.5 ml
TRANSPORT SICAKLIĞI: Oda ısısı
NUMUNE RED SEBEBİ: Oda ısısında 2 saatten fazla beklemiş, hemolizli pıhtılı heparinli numuneler, uygun olmayan kan antikoagülan oranları.
METOD; İmmünotürbidiametrik
SAKLAMA ŞARTLARI: 15-25 C 4 saat, 2-8 C 8 saat (9).
D-dimerin plazmada artışına yol açan klinik durumları sıralamak gerekirse; ilerleyen yaş, yenidoğan dönemi, gebelik, hastanede yatış, infeksiyon, tümör, yakın zamanda geçirilen cerrahi ameliyatlar, travma, yanık, yaygın damar içi pıhtılaşma (DIC), venöz tromboemboli(VTE), iskemik kardiyopati, inme, periferik arteriyopati, anevrizma, konjestif kalp yetmezliği, hemoliz, kanama, akut sıkıntılı solunum sendromu, karaciğer ve böbrek hastalığı, inflamatuvar barsak hastalığı, trombolitik tedavi ve aort yırtılmasıdır. Klinik takipte tanı koydurucu olarak D-dimer en sık olarak venöz tromboemboli (VTE) ve yaygın damar içi pıhtılaşma (DIC) tanısı ve takibinde kullanılır (4).
D-dimer molekülü 1970’lerde keşfedilmiştir, ancak 1990’lara kadar tıbbi teşhis ve kullanıma sokulmamıştır. Kandaki D-dimer konsantrasyonunu belirlemek için bir kan testi kullanılır. Tromboz, kanın pıhtı oluşturma yeteneğini etkileyen bir durumdur ve durumun varlığını teşhis etmek için bir D-dimer testi yapılır(6).
D-dimer; (DD), koagülasyon sisteminin herhangi bir nedenle aktivasyonu ile çapraz bağlarla oluşan fibrin pıhtısının plazmin tarafından yıkılması sonucu olur (1).
Günümüzde ticari olarak otuzdan daha fazla D-dimer ölçüm yöntemi geliştirilmiştir. Bu ölçüm yöntemlerini kısaca üç temel kategoride sınıflayacak olursak (8-10);
1) Enzim Bağlı İmmün Ölçüm (ELISA); zaman alıcı ancak kantitatif ve yüksek duyarlı bir yöntemdir.
2) Lateks Temelli İmmün Ölçüm: ELISA yöntemine göre duyarlılığı daha az, ancak daha hızlı, görsel gözleme dayanan yarı kantitatif bir yöntemdir.
3) Lateks Temelli İmmünoturbidimetrik Okuma Yapan Otomatik Ölçümler: ELISA yöntemi kadar duyarlı, kantitatif ve daha hızlı bir yöntemdir. Lateks partikülleriyle kaplanmış D-dimere karşı monoklonal antikorlar test edilecek plazmayla karıştırılır. Plazmada D dimer yoksa çözeltide bulunan partiküller tek parça olarak bulunur ve koagülometrede yüksek turbidimetrik okuma değerleri elde edilir. Aksine, plazmada D-dimer varsa, lateks partikülleri çökerek çözeltide net bir görünüm oluşturur ve koagülometrede düflük turbidimetrik okuma de¤erleri elde edilir (2).
D-dimerin arttığı Patolojik olmayan durumlar
- Yaş (özellikle > 65)
- Irk (siyah ırkta)
- Sigara içenler
- Hamilelik
- Kısa zaman önce geçirilmiş travma ve operasyon
- Hematom
- D-dimerin arttığı Patolojik durumlar
Arteriyal-venöz tromboemboli
- Yaygın damariçi koagülopati
- Malignite
- Enfeksiyon
- Orak hücreli anemi
- Atrial fibrilasyon
- Renal ve karaciğer yetmezlikleri
- Abruptio plasenta, preeklempsi ve eklempsi, intrauterin fetal ölüm (3)
D-Dimeri Ölçme Yöntemleri Nelerdir ?
Plazma DD düzeyi çeşitli yöntemlerle ölçülür. Bu yöntemlerin ortak noktası DD fragmentleri üzerindeki epitoplara karı monoklonal antikorların kullanılmasıdır (5). Fibrinin yıkımı sırasında değişik boyutlarda fibrin yıkım ürünleri oluştuğu için ve değişik moleküler ağırlıktaki yıkım ürünlerine karşı kullanılan DD monoklonal antikorların reaktiviteside farklı olması nedeniyle, aynı kişide aynı zamanda değişik kitlerle farklı sonuçlar alınır. Genel olarak günümüzde 3 yöntemle kalitatif ve kantitatif olarak kandaki D-dimer düzeyi saptanabilmektedir. Bu yöntemler ELİSA, lâteks aglütinasyon ve tam kan aglütinasyon yöntemleridir. Testin sensitivite ve spesifitesi kullanılan yönteme göre değiştiğinden, bir yöntemi diğeri ile karıştırmamak gerekir. En duyarlı yöntem ELİSA yöntemi olup, spesifitesi düşüktür. ELİSA yönteminin en önemli dezavantajı pahalı ve zaman alıcı yöntem olmasıdır. Ancak son yıllarda çıkarılan hızlı ELİSA kitleri ile zaman problemi ortadan kaldırılmıştır. Lâteks aglütinasyon yöntemi daha kısa zamanda yapılması ve özel teknik gerekmemesi ve ucuz olması nedeniyle daha çok tercih edilmektedir (7). Bu kitlerin sensitiviteleri ortalama %95 ve spesifiteleride %50’dir. Diğer bir yöntem ise tam kan aglütinasyonuna dayanan SimpliRED D-dimer® (SimpliRED D-dimer, Agen Biomedical, Brisbane, Avustralya) ve immünokromatografi yönteme dayanan Clearview Simplify D-dimer testleridir (11). Bu testin en önemli avantajı hasta başlarında parmak ucundan alınan bir damla tam kan ile yapılabilmesi ve sonucu ortalama 2 dakika içinde vermesidir. Sensivitesi %85 ve spesifistesi %70’dir.
Referans Değer
D-Dimer (sitratlı plazma) E/K < 500 ng/mL
UYARI
Testleriniz için referans aralıklar size verilen laboratuvar raporunda bulunabilir. Bu değerler genellikle test sonuçlarının sağında bulunur. Laboratuvar raporunuz yoksa, referans aralığını almak için sağlık uzmanınıza veya test (ler) i gerçekleştiren laboratuvara danışın.
Laboratuvar test sonuçları kendi başına anlamlı değildir. Referans aralıklar, sağlıklı bir insan için beklenen değerlerdir. Bazen “normal” değerler olarak da adlandırılırlar. Test sonuçlarınızı referans değerler ile karşılaştırarak, siz ve sağlık uzmanınız, test sonuçlarınızdan herhangi birinin beklenen değerler aralığının dışında olup olmadığını görebilir. Beklenen aralıklar dışındaki değerler, olası koşulları veya hastalıkları tanımlamaya yardımcı olacak ipuçlarını sağlayabilir.
Laboratuvar testleri, test ekipmanı, kimyasal reaktifler ve tekniklerdeki farklılıklardan dolayı laboratuvardan laboratuvara değişkenlik gösterebilir. Bu nedenle bu sitede çok az referans aralığı verilmiştir. Sonuçlarınızın “normal sınırlar içinde” olup olmadığını değerlendirmek için testinizi gerçekleştiren laboratuvar tarafından verilen aralık değerlerini kullanmanız ve doktorunuza danışmanız gerekmektedir.
Kaynaklar
1. Blomback B, Hessel B, Hogg D, Therkildsen L. A two-step fibrinogen–fibrin transition in blood coagulation. Nature. 1978;275:501-505.
2. Tripodi A. D- Dimer Testing in Laboratory Practice. Clin Chem 2011; 57(9): 1256-62.
3. Özatlı D, D-Dimer Laboratuvardan Güncel Pratiğe. 35. Ulusal Hematoloji Kongresi 48 – 50
4. Noyan T, Klinik Tanı ve Laboratuvar Pratiğinde D-dimer. Testi Türk Klinik Biyokimya Derg 2012; 10(1): 35-40
5. Greenberg CS, Devine DV, McCrae KM. Measurement of plasma fibrin D-dimer levels with the use of a monoclonal antibody coupled to latex beads. Am J Clin Pathol. 1987;87:94-100.
6. https://www.myhealthyfeeling.com/d-dimer-normal-range/
7. Froehling DA, Daniels PR, Swensen SJ, et al.Evaluation of a quantitative D-dimer latex immunoassay for acute pulmonary embolism diagnosed by computed tomographic angiography. Mayo Clin Proc. 2007;82:556-560.
8. Greenberg CS, Devine DV, McCrae KM. Measurement of plasma fibrin D-dimer levels with the use of a monoclonal antibody coupled to latex beads. Am J Clin Pathol 1987: 87(1): 94-100.
9. Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Laboratuvar Test Rehberi www.tyih.gov.tr
10. Froehling DA, Daniels PR, Swensen SJ, Heit JA, Mandrekar JN, Ryu JH, Elkin PL. Evaulation of aquantitative D-dimer latex immonuassay for acute pulmonary embolism diagnosed by computed tomographic angiography. Mayo Clin Proc 2007; 82(5): 556-60
11. John MA, Elms MJ, O’Reilly EJ, Rylatt DB, Bundesen PG, Hillyard CJ. The simpliRED D dimer test: a novel assay for the detection of crosslinked fibrin degradation products in whole blood. Thromb Res. 1990;58:273-281.
12. http://merkezlab.erciyes.edu.tr/biyokimya/referans.htm