Türk edebiyatında ilk hikaye örneği nedir?
Türk edebiyatında ilk hikaye örneği ÖSYM tarafından bir soru olması sebebi ile üniversite sınavına hazırlanan öğrenciler tarafından çok aranılan bir konudur. Bu sorunun cevabını ve Türk Edebiyatında İlkler ile alakalı bir çok sorunun cevabını trakademi.com sitemizden öğrenebilirsiniz.
Türk edebiyatında ilk hikaye örneği, Letaif-i rivayet‘tir.
Letaif-i rivayet, 1870 yılında Ahmet Mithat Efendi tarafından yazılan bir hikayedir.
Türk edebiyatında ilk batılı anlamda yazılan hikaye örneği ise 1891 yılında Sami Paşazade‘nin yazdığı Küçük Şeyler hikayesidir.
Türk edebiyatında İlk hikaye örnekleri olarak geçmişte meydana gelmiş destanlar bilinmektedir. Hikaye türü bu bağlamda zaman içerisinde gelişmiş ve gerçek, tasarlanmış olayları kaleme alan yazı türü olarak tanımlanmaktadır.
Hikaye türü 19. yüz yıl itibarı ile modern anlamda bir edebi tür formunu almıştır.
Hikaye edebi türünün özellikleri arasında insanı merkeze alan bir yaklaşım vardır. Olay, durum gibi belirli olgular çeşitli şekillerde anlatıcı tarafından anlatılmaktadır.
Hikayeler hayatın belirli bir kesitini temsil etmektedir. Zaman ve mekan hakkında bilgi verilmektedir. Bu bağlamdaki öğeler hikayenin akışını doğrudan etkilemektedir.
Türk Edebiyatı, hikaye bakımından köklü bir tarihe sahiptir. Modern kapsamda Türk Edebiyatında hikaye Tanzimat Edebiyatı ile başlamaktadır.
Letaif-i Rivayat (Osmanlıca: Osmanlı Türkçesi: لطائف حكايات; Söylenegelen Güzel Öyküler), Ahmed Midhat Efendi‘nin 1870-1894 yılları arasında çıkardığı seridir. Yirmi beş fasikül ve biri tiyatro ve diğerleri hikâye olmak üzere otuz metinden oluşmakta olan Türk edebiyatında ilk hikaye örneği Letaif-i Rivayat serisi, önce üç kitaplık bir çalışma olarak düşünülmüşse de bunların gördüğü ilgi üzerine yazar, daha sonra yazacağı eserleri de bu ana başlık altında neşretme yoluna gitmiştir. Letaif-i Rivayat eserindeki uzun hikâyeler hacim bakımından büyük, ancak tek bir konu etrafında gelişen anlatılardır. Halk diliyle yazılan bu hikâyeler, ders verici, güldürücü nitelik arz eder, okuyucuyla senli benli konuşmalarla tamamlanır.
Ahmet Mithat Efendi’nin sadece Tanzimat döneminde değil bütün Türk roman ve hikâyeciliğinde ayrı ve önemli bir yeri vardır. Letaif-i Rivayat, yazarın 1870-1894 yılları arasında neşrettiği yirmi beş kitaptaki otuz hikâye ve romandan meydana gelen külliyatın ortak adıdır. Türk edebiyatının ilk hikâye örneklerinin yer aldığı külliyattaki eserler, birbirinden bağımsız olup ortak bir tema veya düşünce etrafında kaleme alınmamıştır.
Bu çalışmanın, Ahmet Mithat Efendi’nin müstakil olarak yayımlandığı romanlardan farkı, belki hacim itibariyle daha kısa eserlerden oluşmasıdır. İçlerinde hacmi, kurgusu ve zengin kişi kadrosu veya kişilerin geniş bir çerçevede verilişi ile roman olarak değerlendirilebilecek eserler de bulunmakla birlikte, bunların çoğunu büyük hikâye sınıfına koyulabilir. Hikâyeler arasında, konusunu bizim hayatımızdan alan ancak konusu Fransa’da geçen ve dolayısıyla kişi kadrosu yabancılardan oluşanlar da bulunmaktadır. Külliyatın yedinci kitabı ise bir tiyatro eseridir.