Esmaü’l Hüsna
Esmaü’l Hüsna Nedir?
“Esma”nın kelime anlamı “isimler” şeklindedir. “Hüsna” ise “en güzel” anlamındadır. Yani esmaül hüsna “en güzel isimler” anlamındadır.
Allah’ın isimlerinin zikredildiği ürünlerdir.
Esmaü’l hüsnalara daha çok tevhid ve münşeatlarda rastlanmaktadır.
TİRMİZÎ RİVAYETİNDE YER ALIP YAYGINLIK KAZANAN ESMÂ-i HÜSNÂNIN ALFABETİK SIRALANIŞI
1 ADL العدل Mutlak adalet sahibi, aşırılığa meyletmeyen insanla ilgili
2 AFÜV العفوّ Hiçbir sorumluluk kalmayacak şekilde günahları affeden insanla ilgili
3 ÂHİR الآخر Varlığının sonu olmayan zâtî
4 ALÎ العليّ İzzet, şeref ve hükümranlık bakımından en yüce, aşkın zâtî
5 ALÎM العليم Hakkıyla bilen zâtî
6 ALLAH الله Varlığı zorunlu olan ve bütün övgülere lâyık bulunan zâtın özel kapsamlı adı zâtî
7 AZÎM العظيم Zâtının ve sıfatlarının mahiyeti anlaşılamayacak kadar ulu zâtî
8 AZÎZ العزيز Yenilemeyen yegâne galip zâtî
9 BÂİS الباعث Ölümden sonra dirilten kevnî
10 BÂKĪ الباقي Varlığının sonu olmayan zâtî
11 BÂRİ’ البارئ Bir model olmaksızın canlıları yaratan kevnî
12 BÂSIT الباسط Rızkı genişleten, ruhları bedenlerine yayan kevnî
13 BASÎR البصير Gören zâtî
14 BÂTIN الباطن Zâtının görülmesi ve mahiyetinin bilinmesi açısından gizli zâtî
15 BEDΑ البديع Eşi ve örneği olmayan, sanatkârane yaratan kevnî
16 BER البرّ İyilik eden, vaadini yerine getiren zâtî
17 CÂMİ‘ الجامع Toplayıp düzenleyen, kıyamet günü hesaba çekmek için mahlûkatı toplayan kevnî
18 CEBBÂR الجبّار İradesini her durumda yürüten, yaratılmışların halini iyileştiren zâtî
19 CELÎL الجليل Azamet sahibi kevnî
20 DÂR (Zâr) الضارّ Zarar veren kevnî
21 EVVEL الأوّل Varlığının başlangıcı olmayan zâtî
22 FETTÂH الفتّاح İyilik kapılarını açan, hakemlik yapan insanla ilgili
23 GAFFÂR الغفّار Daima affeden, tekrarlanan günahları bağışlayan insanla ilgili
24 GAFÛR الغفور Bütün günahları bağışlayan insanla ilgili
25 GANÎ الغنيّ Her şeyden müstağni, kendi dışındaki her şey O’na muhtaç zâtî
26 HABÎR الخبير Her şeyin iç yüzünden haberdar olan zâtî
27 HÂDÎ الهادي Yol gösteren, murada erdiren insanla ilgili
28 HÂFID الخافض Alçaltan, zillete düşüren insanla ilgili
29 HAFÎZ الحفيظ Koruyup gözeten ve dengede tutan kevnî
30 HAK الحقّ Fiilen var olan, mevcudiyeti ve ulûhiyyeti gerçek olan zâtî
31 HAKEM الحكم Son hükmü veren insanla ilgili
32 HAKÎM الحكيم Bütün emirleri ve işleri yerli yerinde olan zâtî
33 HÂLİK الخالق Takdirine uygun bir şekilde yaratan kevnî
34 HALÎM الحليم Acele ile ve kızgınlıkla muamele etmeyen insanla ilgili
35 HAMÎD الحميد Övülmeye lâyık zâtî
36 HASÎB الحسيب Kullarına yeten, onları hesaba çeken insanla ilgili
37 HAY الحيّ Ebedî hayatla diri zâtî
38 KĀBIZ القابض Rızkı tutan, canlıların ruhunu alan kevnî
39 KĀDİR القادر Her şeye gücü yeten, kudretli zâtî
40 KAHHÂR القهّار Yenilmeyen, yegâne galip zâtî
41 KAVÎ القويّ Her şeye gücü yeten, kudretli zâtî
42 KAYYÛM القيّوم Her şeyin varlığı kendisine bağlı olup kâinatı idare eden kevnî
43 KEBÎR الكبير Zâtının ve sıfatlarının mahiyeti anlaşılamayacak kadar ulu zâtî
44 KERÎM الكريم Fazilet türlerinin hepsine sahip zâtî
45 KUDDÛS القدّوس Her eksikten münezzeh zâtî
46 LATÎF اللطيف Yaratılmışların ihtiyacını en ince noktasına kadar bilip sezilmez yollarla karşılayan insanla ilgili
47 MÂCİD الماجد Şanlı, şerefli zâtî
48 MÂLİKÜ’l-MÜLK مالك الملك Mülkün sahibi kevnî
49 MÂNİ‘ المانع Dilemediği şeyin gerçekleşmesine müsaade etmeyen, kötü şeylere engel olan kevnî
50 MECÎD المجيد Şanlı, şerefli zâtî
51 MELİK الملك Görünen ve görünmeyen âlemlerin sahibi kevnî
52 METÎN المتين Her şeye gücü yeten, kudretli zâtî
53 MUAHHİR المؤخّر Geriye bırakan kevnî
54 MUĞNÎ المغني Zenginlik verip tatmin eden kevnî
55 MUHSÎ المحصي Her şeyi tek tek ve bütün ayrıntılarıyla bilen zâtî
56 MUHYÎ المحيي Can veren kevnî
57 MUÎD المعيد Tekrar yaratan kevnî
58 MUİZ المعزّ Yücelten, izzet ve şeref veren insanla ilgili
59 MUKADDİM المقدّم Öne alan kevnî
60 MUKĪT المقيت Bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren, bilip gücü yeten ve koruyan kevnî
61 MUKSİT المقسط Adaletle hükmeden insanla ilgili
62 MUKTEDİR المقتدر Her şeye gücü yeten, kudretli zâtî
63 MUSAVVİR المصوّر Şekil ve özellik veren kevnî
64 MÜBDİ’ المبدئ İlkin yaratan kevnî
65 MÜCÎB المجيب Dileklere karşılık veren insanla ilgili
66 MÜHEYMİN المهيمن Kâinatın bütün işlerini gözetip yöneten kevnî
67 MÜ’MİN المؤمن Güven veren, vaadine güvenilen insanla ilgili
68 MÜMÎT المميت Öldüren kevnî
69 MÜNTAKIM المنتقم Suçluları cezalandıran insanla ilgili
70 MÜTEÂLÎ المتعالي İzzet, şeref ve hükümranlık bakımından en yüce, aşkın zâtî
71 MÜTEKEBBİR المتكبّر Azamet ve yüceliğini izhar eden zâtî
72 MÜZİL المذلّ Alçaltan, zillet veren insanla ilgili
73 NÂFİ‘ النافع Fayda veren kevnî
74 NÛR النور Nurlandıran, nur kaynağı zâtî
75 RÂFİ‘ الرافع Yücelten, izzet ve şeref veren insanla ilgili
76 RAHÎM الرحيم Bağışlayan, esirgeyen zâtî
77 RAHMÂN الرحمن Bağışlayan, esirgeyen zâtî
78 RAKĪB الرقيب Gözetleyip kontrol eden insanla ilgili
79 RAÛF الرؤف Şefkatli zâtî
80 REŞÎD الرشيد Bütün işleri isabetli ve hedefine ulaşıcı, irşad edici zâtî
81 REZZÂK الرزّاق Bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren kevnî
82 SABÛR الصبور Çok sabırlı insanla ilgili
83 SAMED الصمد Arzu ve ihtiyaçları sebebiyle herkesin yöneldiği ulular ulusu bir müstağni zâtî
84 SELÂM السلام Esenlik veren zâtî
85 SEMΑ السميع İşiten zâtî
86 ŞEHÎD الشهيد Her şeyi gözlemiş olarak bilen zâtî
87 ŞEKÛR الشكور Az iyiliğe çok mükâfat veren insanla ilgili
88 TEVVÂB التوّاب Kullarını tövbeye sevkeden ve tövbelerini kabul eden insanla ilgili
89 VÂCİD الواجد Dilediğini dilediği zaman bulan bir müstağni zâtî
90 VÂHİD الواحد Bölünüp parçalara ayrılmaması ve benzerinin bulunmaması anlamında tek zâtî
91 VÂLÎ الوالي Kâinata hâkim olup onu yöneten kevnî
92 VÂRİS الوارث Varlığının sonu olmayan zâtî
93 VÂSİ‘ الواسع İlmi ve merhameti her şeyi kuşatan zâtî
94 VEDÛD الودود Çok seven, çok sevilen insanla ilgili
95 VEHHÂB الوهّاب Karşılık beklemeden bol bol veren insanla ilgili
96 VEKÎL الوكيل Güvenilip dayanılan insanla ilgili
97 VELÎ الوليّ Yardımcı ve dost insanla ilgili
98 ZÂHİR الظاهر Varlığını ve birliğini belgeleyen birçok delilinin bulunması açısından âşikâr zâtî
99 ZÜ’l-CELÂLİ ve’l-İKRÂM ذو الجلال والإكرام Azamet ve kerem sahibi zâtî