İbn Sina’ya göre, insanların “ben” sözüyle kastettikleri, bireyin bilincine, zihinsel varlığına ve kişiliğine atıfta bulunan öznel deneyimlerdir. “Ben” kavramı, insanın kendini fark ettiği, düşündüğü, hissettiği ve yaşadığı duygusal ve zihinsel durumları ifade eder. İbn Sina’nın felsefi düşüncesine göre, “ben” kavramı, insanın özgün kimliği, düşünce süreçleri, bilinç ve ahlaki varoluşuyla ilgili temel bir anlayışı ifade eder.
İbn Sina, insanın zihinsel ve ruhsal yapısını incelediği eserlerinde, “ben” kavramının insanın bireysel bilincini ve düşünce süreçlerini şekillendiren merkezi bir unsur olduğunu vurgular. Bu anlamda, “ben” kavramı, insanın düşünce ve duygularının temelinde yatan öznel deneyimleri ifade eder.
İbn Sina’nın felsefi geleneği, insanın bilinci, düşünce süreçleri, ahlaki varoluşu ve öznel deneyimleri üzerine derinlemesine düşünce ve analizler içerir. Ona göre, insanın “ben” kavramı, fiziksel varoluşun ötesinde, zihinsel ve ruhsal yapıyı şekillendiren temel bir varoluşsal gerçekliği ifade eder. Bu nedenle, “ben” kavramı, İbn Sina’nın felsefi düşüncesinde bireyin öznel deneyimlerinin ve bilincinin merkezi bir noktasını oluşturur.