Kaçış Sendromu Nedir?

İlginç ve tedavisi olmayan hastalıkların başında yer alan kaçış sendromu, ülkemizde de görülmeye başlamıştır. 1960 yılından beri kendini gösteren bu sendrom, Capillary Leak Syndrome ismi ile tıp biliminde yer almaktadır.

Eski yıllarda nadir olarak görülen bu hastalık türü, günümüzde artış göstermiştir. Mehmet Ali Erbil ile tanınmaya ve duyulmaya başlayan bu rahatsızlığın nedeni, henüz ortaya çıkmamıştır. Damar dışına sıvı kaçması ile oluşan bu sendrom, tansiyon düşmesine ve kan basıncının azalmasına ve sonuç olarak hastanın şoka girmesine sebep olmaktadır.

Günlük hayatı olumsuz hale getiren hastalık, daha ağır hale geldiğinde diğer organları da olumsuz etkiliyor ve ani gelen krizler ölüm ile sonuçlanabiliyor. Psikolojik açıdan da kişiyi buhrana sokan sendromun yol açtığı septik şok reaksiyonun, ne zaman geleceği belli değildir. Damarlarda bulunan protein, kanı besleyen diğer maddelerin ve minerallerin dışarıya sızması ile ortaya çıkan ve diğer organların işlevini azaltan kaçış sendromu hastalığına, köpek pisliği ya da diğer hayvanların dışkılarının yol açabileceği, uzmanlar tarafından ortaya atılmıştır.

Sendrom, bazı belirtiler ile hastanın önlem almasını sağlayabiliyor. Kriz reaksiyonu yaşanmadan bir gün önce, grip hastalığının gösterdiği belirtiler; septik krizin gelebileceği sinyallerini verebiliyor. Hastadan hastaya değişiklik gösteren sendromun ölümcül kriz vakası, ya senede bir defa ya da ayda bir kere kendini gösteriyor. 791 kişinin yakalandığı bu hastalığa yakalanma riski, günden güne artmaktadır. Bu sendrom başladığı andan itibaren, hemen vücuda yerleşiyor ve kronik hale geliyor. Damarların çalışma dengesini sağlayan kontrol mekanizmasını etkisiz hale gelmesi ile oluşan bu rahatsızlık, tehlikeli ve sürekli takip altında tutulması gereken bir vaka’dır. Her organa zarar verecek bir potansiyele sahip olduğundan, kişinin çok kısa sürede hayati organlarını iflasa uğratıyor ve kişi farklı hastalıklardan ölebiliyor. Bayılma ve bacak ağrısı olarak da belirtisini gösteren sendrom, vücutta ödeme ve kan yoğunlaşmasına neden oluyor. Bu hastalığın yol açtığı en büyük tehlike akut böbrek yetmezliğidir. Böbrekleri zarar gören hasta, kendini kolay kolay toparlayamaz ve yaşam fonksiyonlarını yitirir. Bazı organların oksijen akışına engel olmakta, idrar çıkışını, sıvı kaybını, dolaşım dehidratasyonunu yavaşlatmaktadır.

Kaçış sendromu hastalığının kriz aşamasında hasta komaya girmektedir. Aniden tansiyon düşebilir ve bu düşme en alt düzeyde de olabilir. Kan aşırı derecede yoğunlaşır ve hasta şişmeye başlar. Ayrıca kriz esnasında kan albümin azalması, ödem oluşması gibi reaksiyonlarda gerçekleşir. Bu reaksiyonlar tehlike arz ettiği için krizin bir gün öncesinde beliren ateşlenme, halsizlik, karın ve bacak ağrısı, bayılma, baş dönmesi, kusma ve bulantı gibi durumlarda hemen bir hekime danışmalı ve hastanede gözetim altında olunmalıdır.

Hastalığın herhangi bir tedavi yöntemi yoktur. Krizi daha az riskle atlatmak ve tekrarlayan etkisini aza indirmek için, uzmanlar tarafından tavsiye edilen ilaçları kullanmakta fayda vardır. Üst solunum rahatsızlıkları için kullanılan ilaçlar, bu sendrom için kullanılabilir. Astım, bronşit, nefes darlığı gibi hastalıklarda kullanılan haplar, hekimler tarafından önerilmektedir.

Bir Cevap Bırakın

E-mail adresiniz yayınlanmamaktadır.