Romantizm Nedir? Temsilcileri Kimlerdir? Akımın Özellikleri Nedir?

Edebiyat Akımları Temsilcileri ve Özellikleri

18. yüzyıl sonlarına doğru ortaya çıkmış 19. yüzyıl başlarında bütün Avrupa’ya yayılmıştır. Klasik sanatın sıkı kurallarına bir tepki olarak doğmuştur.

Romantizm (Coşumculuk) Akımının Oluştuğu Ortam

18. yüzyıl aydınlanma çağı olarak görülür. Klasisizmin ortaya koyduğu akıl ve sağduyu, bilimin gelişmesini hızlandırmış, toplum yapısı, gelenekler, siyaset yeniden bilimsel açıdan ele alınmıştır. Bunun sonucu olarak Jean Jacques Rousseau, Mon-tesquieu, Diderot gibi felsefeciler, ilerlemeye engel oluşturan tüm önyargı ve zorbalığa karşı düşünce yoluyla çetin bir savaş açmış, dinsel hoşgörü, toplumsal ve siyasal eşitlik, birey haklarına ve düşünce özgürlüğüne saygı gibi konulan halka yaymaya çalışmışlardır. Bu fikirler halk tarafından benimsenmiş ve sonuçta Fransız İhtilali patlak vermiş, monarşi yıkılmış, soylulara karşı burjuva sınıfı oluşmuştur. İşte Romantizm (Coşumculuk), böyle bir ortamda doğmuştur.

Romantizm (Coşumculuk) Akımının Felsefesi

Romantizm (Coşumculuk)in ana felsefesi Klasisizme karşı olmaktır. Onun sanatçıyı sıkan bütün prensiplerine savaş açan Romantikler önce, onun akla ve sağduyuya verdiği önemi reddedip duygu ve hayale değer verdiler. “Deha akıldadır.” diyen Klasiklere, “Deha yürektedir.” karşılığını verdiler.

Sınırsız bir hayal gücüne kavuşan sanatçı kendini daha özgür, daha yaratıcı gördü. Bu duyguyla oluşan sanat eserinde de alabildiğine serbestlik hakim oldu.

Romantizm (Coşumculuk) Akımının Konusu

Klasik akımı benimseyen sanatçıların eski Yunan ve Latin edebiyatlarına değer vermesine karşılık, Romantikler onları çağdışı bulmuş, sanatçılar kendi tarihlerini ve günlük yaşantılarını ön plana çıkarmışlardır.

Klasisizm’de ihmal edilen Hristiyanlık tekrar, mucizeleriyle ele alınmıştır. Ulusallık, yerli renk aranan bir nitelik haline gelmiş, evrensellik ikinci plana itilmiştir.

Romantizm (Coşumculuk)’de görülen insan tipi, Klasisizm’deki gibi soyut değildir. Aksine çevresiyle, fiziğiyle belli biridir. Ancak kişiler tek yönlüdür. Yani ya hep iyi ya hep kötüdür. Roman bu ikisinin çatışmasından doğar. Eser sonunda iyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır. Bu yönüyle insan yine tam olarak ele alınmamıştır diyebiliriz.

Eserlerde her tür kişiye rastlanır. Sıradan insanlar, soylular iç içedir.

Romantizm (Coşumculuk) Akımında Dil ve Üslup

Romantik yazar, Klasik yazarın tersine kendini gizlemeyip, olaylar ve durumlar karşısında kendi duygu ve düşüncelerini anlatır.

Romantiklere göre “İnsan başkasına yükleyerek, ancak kendi kalbini tasvir eder; deha anılardan oluşur.” Elbette böyle düşünen sanatçı, işe kendini anlatarak başlar.

Eserlerde kullanılan dil, duygu ve hayallerin coşkunluğu ölçüsünde dağınık ve başıboştur. Sözcük seçimine pek önem vermemişlerdir.

Temelde halkın kullandığı dil esas alınmıştır. Süse ve sanata değer verdiklerinden, benzetmeler, mecazlar eserde büyük yer tutar, özellikle doğa manzaralarının betimlenmesine büyük değer verilir.

Romantizm (Coşumculuk) Akımında Kullanılan Edebi Türler ve Temsilcileri

Romantikler, Klasiklerin değer verdiği tiyatroyu ihmal etmişler, özellikle trajedi ve komediyi kuralcılığından dolayı bir kenara itip sanatçıyı serbest bırakan dramı tercih etmişlerdir.

Şiirde özellikle lirik şiir büyük rağbet görmüştür. Roman ise en önemli edebi türlerden olmuştur. Romantizm (Coşumculuk) aslında önce Almanya’da başlamış, İngiltere’de rağbet görmüş, ama Fransa’da kuralları belirlenip oradan tüm Avrupa’ya yayılmıştır.

Romantizm (Coşumculuk) Akımının Temsilcileri ve Eserleri

Almanya’daki temsilcileri:

  • Goethe: Divan (Şiir); Faust, Egmont (Dram); Genç Werther’in Istırapları (Roman)
  • Schiller: Haydutlar, Wilhelm Tell (Dram)

İngiltere’deki temsilcileri:
Bu ülkede Romantizm (Coşumculuk)i “Golcüler” adı verilen grup başlatmıştır. Bunların en ünlüleri Coleridge ve Wordsworth’tır.

Fransa’daki temsilcileri:

  • Montesquieu : Kanunların Ruhu (Felsefe)
  • Jean Jacques Rousseau : Toplum Sözleşmesi, İtiraflar, Emile
  • Lamartine : Bir Meleğin Düşmesi, Şairane Düşünceler (Şiir); Graziella, Rapheal (Roman)
  • Victor Hugo : Akşam Şarkıları, Işıklar ve Gölgeler, Sonbahar Yapraklan (Şiir); Sefiller, Nötre- Dame’ın Kamburu (Roman); Hernani, Kral Eğleniyor, Ruy Blas, Cromwel (Dram)
  • Voltaire : Şiirde Henriade adlı destanı ünlüdür; Candide, Zadig (Roman)

Diğer romantikler:

  • Lord Byron: Childe Harold’un Gezisi (Gezi); Kaabil, Sardanapal (Dram)
  • Puşkin: Kafkas Esiri, Çingeneler (Şiir); Yüzbaşının Kızı (Roman)

“Romantizm (Coşumculuk), ağlayan yıldız, inleyen rüzgar, ürperen gece, kendinden geçen çiçektir”. Musset

“Romanitzm, varlıkların olduklarından başka türlü olmadığına, olmayacağına üzülmektir”. A. Gide

TÜRK EDEBİYATINDA ROMANTİZM

Tanzimat edebiyatı dönemindeki ürünlerin çoğunluğu romantik akımın etkisiyle kaleme alınmıştır.

  • Namık Kemal roman ve tiyatrolarıyla
  • Ahmet Mithat, ilk romanlarıyla
  • Recaizade Mahmut Ekrem, şiirleriyle
  • Abdülhak Hamit, tiyatrolarıyla
Bir Cevap Bırakın

E-mail adresiniz yayınlanmamaktadır.