8. Sınıf İngilizce 9. Ünite Kelimeleri

8. Sınıf İngilizce dersleri içerisinde yer alan 8. Sınıf İngilizce 9. Ünite Science Kelimeleri ve Türkçe anlamları aşağıdaki tabloda verilmiştir. 2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı 8. Sınıf İngilizce 9. ünite kelimeleri listesi, alfabetik sıraya göre a’dan z’ye sıralanmıştır. 8. Sınıf İngilizce 9. ünite kelimeleri, 8. Sınıf İngilizce MEB ve 8. Sınıf Tutku Yayınlarına ait ders kitaplarının her ikisinde de yer alan İngilizce kelimeler ve Türkçe anlamlarından oluşmaktadır.

8. Sınıf İngilizce 9. Ünite Science Kelimeleri

İNGİLİZCE KELİMELER TÜRKÇE ANLAMI
a piece of bir parça
academician akademisyen, öğretim görevlisi
achievement başarı
adult yetişkin
aim amaçlamak, hedeflemek, amaç, hedef, gaye
air conditioner klima
airbag hava yastığı
alchemy simya bilimi
aluminum foil alüminyum folyo
amount miktar, tutar, meblağ
announce anons etmek, duyurmak, ilan etmek
appearance görünüm, görünüş
article madde(sözleşmede), makale, yazı, nesne
as a result of sonucu olarak, neticesinde
award ödüllendirmek, mükafat, ödül
back and forth ileri geri
backward geriye, geri, arka kısım
basil reyhan, fesleğen
battery akü, pil, batarya
battery free pilsiz, bataryasız
be dependent on e bağlı
belong to ait olmak, bağlı olmak, üyesi olmak
biochemist biyokimyager
birthplace doğum yeri
bravely cesurca, yiğitçe, mertçe
brilliant nefis, parlak, muhteşem, harika, dahice, göz alıcı
cancer kanser
canon kanun, düzen, kural
cartridge kartuş
cataract katarakt, göz perdesi, çağlayan, sel, şelale
catgut ameliyat ipliği
cause sebep olmak, yol açmak, neden olmak, sebep
cause and effect sebep sonuç
cell hücre
century asır, yüzyıl
certain kesin, belirli, mutlak, kaçınılmaz
change değişmek, değiştirmek, değişiklik, değişim
checkpoint kontrol noktası
chemical kimyasal
choose seçmek, karar vermek, tercih etmek
circadian 24 saatlik
cloned klonlanmış
co-founder eş kurucu, kurucu ortak
common alışılmış, sıradan, yaygın, ortak
communication iletişim
company şirket, firma, grup, topluluk
compass pusula
competition yarışma, yarış, müsabaka, rekabet
competitor yarışmacı, rakip
completely tamamen, tümüyle, eksiksiz, bütünüyle
complex karışık, karmaşık, güçlük
computed tomography bilgisayarlı tomografi
computerised bilgisayarlı
condition hal, koşul, durum, şart
conduct yönetmek, yürütmek, idare etmek
consular official konsolosluk görevlisi
container konteyner, kap, saklama kabı
continuously aralıksız, sürekli, durmaksızın, devamlı
contribution katkı, bağış, aidat, destek
convey iletmek, geçirmek, ulaştırmak
cosmologist kozmolog
cover örtmek, kaplamak, kılıf, örtü, kapak
create oluşturmak, yaratmak, meydana getirmek
cure iyileştirmek, tedavi etmek, çare, tedavi
currently halen, şu anda, bugünlerde
death ölüm, vefat
debate çekişmek, çekişme, tartışma
decide karar vermek, belirlemek, sonuca varmak
definitely kesinlikle, elbette, mutlaka
design tasarlamak, düzenlemek, plan yapmak
determination saptama, belirlenme, karalılık, azim
develop geliştirmek, gelişmek, ilerlemek
development gelişim, gelişme, ilerleme
device cihaz, alet, icat, yöntem
diagnose teşhis etmek, tanı koymak, tanımlamak
disabled engelli, özürlü, kullanışsız, elverişsiz
discover keşfetmek, ortaya çıkarmak, farkına varmak
discoverer kaşif
discovery keşif, buluş, bulgu, ortaya çıkarma
discuss görüşmek, tartışmak, ele almak
discussion görüşme, tartışma
disease hastalık, rahatsızlık
dishwasher bulaşım makinesi
dissolve eritmek, çözmek, gözden kaybolmak
divide bölmek, bölüştürmek, dağıtmak, paylaşmak
do experiment deney yapmak
durable sağlam, dayanıklı, uzun ömürlü
easily rhatlıkla, rahatça, kolaylıkla
eco-friendly çevre dostu, doğa dostu
emergency situation acil durum
encourage cesaretlendirmek, yüreklendirmek, teşvik etmek
endeavor çabalamak, gayret etmek, uğraşmak
equal denk, eşit, eş değerde olmak, denk olmak
equation denge, eşitleme, eşitlik
equipment araç gereç, donanım, ekipman
especially özellikle, bilhassa
etc ve benzeri, vesaire
ethical ahlaki, ahlaksal, etik
evaluate değerlendirmek, ölçmek, değer biçmek
examine muayane etmek, incelemek, irdelemek, yoklamak, sorgulamak
excavation kazı, kazı yeri, çukur, oyuk
exhibit sergilemek, sergi, ortaya koymak
exhibition sergi, gösteri, şölen
exist var olmak, bulunmak, mevcut olmak, yaşamak
experiment deney, deney yapmak, tecrübe etmek
explain açıklamak, izah etmek, anlatmak, ifade etmek
explode patlamak, patlatmak, bozmak, yıkmak
explore keşfetmek, araştırmak, incelemek, tetkik etmek
eye-catching göz alıcı, dikkat çekici
feature özellik, ön plana çıkarmak, belirtmek, özellik taşımak
field tarla, alan, saha, çayır, otlak
find out anlamak, bulmak, keşfetmek, ortaya çıkarmak
fingerprint parmak izi
firefighter itfaiyeci
firefighting itfaiyecilik, yangın söndürme
fix düzeltmek, onarmak, tamir etmek, saptamak, kararlaştırmak
flame alev, alevlendirmek, öfkelenmek, yanmak, tutuşmak
follow takip etmek, izlemek, peşinden gitmek
for example mesela, örneğin, söz gelişi
form biçimlendirmek, şekillendirmek, geliştirmek, biçim, şekil
formulate formülleştirmek
fossil fosilleşmek, fosil, kalıntı
found kurmak, temelini atmak, inşa etmek
Foundation vakıf, kurum, kuruluş
frown somurtmak, kaş çatmak, surat asmak
generate meydana getirmek, oluşturmak, üretmek
get angry with birisine sinirlenmek
global küresel, dünya çapında, geniş çaplı, evrensel
gravity yerçekimi
ground-breaking çığır açan
headdress başlık, başörtüsü, başa takılan süs
healthy sağlıklı, sağlığa yararlı
heat ısıtmak, ısınmak, sıcaklık, ısı
honorary onur, fahri, onursal, ücretsiz
housemaid hizmetçi
human anatomy insan anatomisi
hybrid car hibrit araba (hem elektrik hem benzinle çalışan araba)
image şekil, imge, görüntü, resim, şekillendirmek
important önemli, mühim, saygın, itibarlı
improve gelişmek, geliştirmek, ilerletmek
in order to amacı ile, diye, için
individual birey, bireysel, kişi, fert, kendine ait
inform bilgilendirmek, haber vermek, ihbar etmek
infrared kızılötesi
insect böcek, haşere
insert arasına sokmak, içine koymak, eklemek
international fair uluslararası fuar
internationally uluslararası açıdan
invent icat etmek, yaratmak, uydurmak, türetmek
invention icat, buluş
inventor mucit, yaratıcı
lab laboratuvar
law of gravity yerçekimi kanunu
layer katman, kat, tabaka, katmanlara ayırmak
liquid sıvı, akışkan, berrak, şeffaf
low-frequency alçak frekans
manufacturer imalatçı, yapımcı, üretici
media medya, basın, kitle iletişim araçları
medical medikal, tıbbi
medicine tıp, ilaç, deva
medieval ortaçağ, ortaçağa özgü
melt erimek, eritmek, kaybolmak, yok olmak
microbe mikrop
microscobe mikroskop
Middle Age Orta Çağ
miniature minyatür, küçücük
missing eksik, noksan, kayıp, kaybolma, özlem
mold kalıba dökmek, biçimlendirmek, küflenmek, şekil, kalıp, küf
molecular biologist moleküler biyolog
moreover dahası, ayrıca, hatta, üstelik, buna ek olarak
mosquito sivrisinek
move up bir üst sınıfa yükselmek
muscle kas, adale, fiziksel güçlülük
nationally milletçe, tüm ulusa yayılarak
navigation navigasyon, yön bulma, gemi yolculuğu, gezinti, sefer
nearly hemen hemen, neredeyse, yaklaşık olarak
neurone nöron, sinir hücresi
Nobel Prize Nobel Ödülü
observe gözlemlemek, gözetlemek,  dikkatle bakmak, fark etmek
operate ameliyat etmek, çalıştırmak, işletmek, yönetmek, idare etmek
optimism iyimserlik
ordinary sıradan, basit, alelade, normal, alışılagelmiş
outdistance geçmek, arkada bırakmak, geride bırakmak
painlessly zahmetsizce, ağrısızca, acısızca
paraplegic belden aşağısı felçli, belden aşağısı tutmayan
particular özel, belirli, özellik, ayrıntı, husus
patent patent almak/vermek, imtiyaz, patent, buluş hakkı
patience sabır, dayanç, sebat, dayanma, hasta
pay attention dikkat etmek, ilgilenmek, dikkatini vermek
penetrate nüfuz etmek, iyice anlamak, arasından geçmek, delip gelmek
perhaps belki, muhtemelen, şüpheli durum, varsayım
physical disability fiziksel engel
planet gezegen
political politik, siyasi, siyasal, devlete ait
porcelain porselen, çini, fayans
portable portatif, taşınabilir, katlanır
possible olabilir, olası, mümkün, muhtemel
prepare hazırlamak, donatmak, tedarik etmek, yapmak, düzenlemek
prevent engellemek, önlemek, durdurmak, mani olmak
printer yazıcı, basıcı, matbaacı
printing machine baskı makinesi
printing press baskı makinesi, natbaa makinesi
prize ödül, takdir etmek, paha biçmek, değer vermek
produce üretmek, imal etmek, hazırlamak
product ürün, mahsul, verim
promote tanıtımını yapmak, desteklemek, terfi ettirmek, teşvik etmek
prototype asıl örnek, ilk örnek, model
publish yayınlamak, yayımlamak, kamuoyuna açıklamak
rabies vaccine kuduz aşısı
radiation ışıma, radyasyon, yayılma
radio transmitter radyo vericisi
radium radyum
raise büyütmek(çocuk), yükseltmek, artırmak, kaldırmak
recognize tanımak, bilmek, ayırt etmek, farkında olmak, onaylamak
register kaydetmek, kayıt olmak, patent vermek, sicil, kayıt
relationship ilişki, bağlantı, alaka, dostluk, yakınlık, arkadaşlık
religious dinsel, dindar, dinle ilgili, dini bütün, inançlı
remote control uzaktan kumanda, uzaktan denetim
renowned ünlü, meşhur, şöhretli, namlı, tanınmış
repair tamir etmek, onarmak, onarım, tamirat, telafi etmek
rescue kurtarmak, imdadına yetişmek, kurtuluş, kurtarma
research incelemek, araştırmak, inceleme, arama
restore yenileştirmek, eski konumuna getirmek, iyileştirmek, geri getirmek
result netice, sonuç, sonucu olmak, meydana gelmek
retina ağkatman, ağtabaka, retina
safety emniyet, güven, asayiş, güvenlik
sample örnek, numune, denemek
scientific bilimsel
scientist bilgin, bilim insanı
search araştırmak, aramak, incelemek, araştırma, teftiş
select seçmek, ayıklamak, elemek, seçilmiş, seçkin
self-confidence özgüven
several birçok, çeşitli, ayrı, değişik, muhtelif
sight-disabled görme engelli
signal sinyal vermek, işaret etmek, bildirmek, sinyal, parola
skin ten, deri, cilt, yüzmek(kabuğunu/dış zarını)
smallpox vaccination çiçek aşısı
smile gülümsemek, tebessüm etmek, gülücük
snowflake kar tanesi
soil sample zemin örneği, toprak numunesi
solar gravity güneş çekim kuvveti
solar panel güneş paneli
solid sağlam, katı, sert
space aralık, açıklık, mekan, uzay, boşluk, boşluk bırakmak, aralamak
space station uzay istasyonu
species tür, cins, canlı türü, çeşit
stable ahır, istikrarlı, kararlı, değişmez, sabit
statement ifade, söz, beyan, açıklama, bildirme, rapor, tebliğ
steam engine buhar makinesi, buhar motoru
stem cell kök hücre
structure yapılandırmak, yapı, bina, biçimlendirmek, planlamak, düzenlemek
substance cisim, madde, esas mesele, ana fikir
succeed başarmak, varisi olmak, yerine geçmek
successful başarılı, parlak
support desteklemek, yardım etmek, kuvvetlendirmek, güç vermek, destek
surface yüzey, yüzeye çıkmak, meydana çıkmak
sweat gland ter bezi
swing sallanmak, fırlatmak, dönmek
take part yer almak, katılmak, rol almak
technology teknoloji
teenager genç, delikanlı, 13-19 yaş arası bireyler
test tube deney tüpü
textbook ders kitabı
theoretical teorik, kuramsal
theoretical physicist teorik fizikçi
theorist kuramcı, teorisyen
Theory of Relativity izafiyet teorisi, görelilik kuramı
therefore bu sebeple, bu yüzden, dolayısıyla, o halde
thought sanı, düşünce, fikir, görüş, kanaat
tongue dil, konuşmak, söz, konuşma, üslup
tool araç, alet, aletle şekillendirmek
transform dönüşmek, dönüştürmek, çevirmek
translate çevirmek, tercüme etmek, yorumlamak
transmit iletmek, ulaştırmak, yayınlamak
transportation taşıma, nakliye, ulaştırma, ulaşım
trapped tuzağa düşmüş, kapana kısılmış, tutsak kalmış
type yazmak, tür, tip, cins, sınıflandırmak
unborn doğmamış
underground yeraltı, gizli örgüt, alt geçit, metro
user kullanıcı, tüketici
valuable değerli, kıymetli, pahalı
various çeşitli, muhtelif, birkaç, türlü
view incelemek, görüş, bakış, manzara, görmek, seyretmek
vision görme, görüntü, hayal gücü, öngörü
visitor ziyaretçi, turist, misafir
walking stick baston
washing machine çamaşır makinesi
water screw burgu türbini
weapon silah
wearable giyilebilir, kıyafet
weigh tartmak, belirli bir ağırlık gelmek, düşünüp taşınmak
well-equipped iyi donanımlı
well-known ünlü, iyi bilinen
wheel chair tekerlekli sandalye
windshield wiper cam sileceği
wrap sarmak, sargı, paket yapmak, örtmek, örtü, ambalaj kağıdı
Bir Cevap Bırakın

E-mail adresiniz yayınlanmamaktadır.